Üsküdar Belediyesi Kültür-Sanat Etkinlikleri kapsamında Nevmekân Sahil’ in özel konuğu ünlü sanatçı Mahzar Alanson oldu. Alanson’un “Mahzar Olmak” kitabı için düzenlenen imza günü sohbet eşliğinde devam etti.

Soru-cevap şeklinde ilerleyen sohbette Alanson kendisinin de bir Üsküdarlı olduğunu belirtti. Tasavvuf ve dini sohbet üzerine yaptığı konuşmasında “Ben şarkılarımı yazarken basit anlatıyorum. Konuyu uzatmadan direkt olarak söylüyorum. Dini anlatanlar da bu şekilde anlatmalı. Basit ve anlaşılır bir şekilde anlatılmalı.” dedi. Alanson dört defa umre ziyaretinde bulunduğunu belirtirken,” Önce Leyla'dan geçme faslında oluyorsun. Sonra Mevla'dan tekrar Leyla'ya geçiyorsun. Fakat Mevla'dan sonra Leyla'ya bakışın başka oluyor. İnsanları kırmamaya, gönül kırmamaya gayret ediyorsun. Leyla'da kaldık şimdilik, ama Mevla'yla da aram iyidir hamdolsun.” diye konuştu. 

 

 Alanson, Nevmekan Sahil’ de gerçekleştirilen buluşmanın sonunda “Mahzar Olmak“ kitabını hayranları için imzalayarak, hatıra fotoğrafı çektirirken 21 Aralık tarihinde Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi’nde bir konser gerçekleştireceğinin de müjdesini verdi

Mazhar Alanson Kimdir?

Mahmut Mazhar Alanson, ya da bilinen adıyla Mazhar Alanson, 13 Şubat 1950 tarihinde Ankara’da dünyaya geldi. Babası Ferruh Alanson, annesi Melek Alanson'dur. Babası Ferruh Alanson, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nda baş trompetçiydi, annesi Melek Alanson ise ilkokul öğretmeniydi. Teyzesi Neriman Esi Senfoni Orkestrasında ve birçok operada oynadı ve Türk operasının önemli isimlerinden biri oldu.

Çocukluğunu Ankara'nın Cebeci semtinde geçiren Mazhar Alanson, müzikle hep iç içe oldu. Ortaokulu TED Ankara Koleji'nde bitirdi. Lise öğrenimini ise Kadıköy Maarif Koleji'nde okudu. Fakat mezun olamadan son sınıfta bu liseden atıldı.

1974'te Özkan Uğur, Galip Boransu ve Ayhan Sicimoğlu'nun gruba katılmasıyla İpucu Beşlisi adını aldılar. Birlikte "Heyecanlı" isminde ilk 45'likleri piyasaya çıktı. Şarkı, İzzet Öz'ün çektiği kliple sevildi. Daha sonra çeşitli nedenlerden dolayı İpucu Beşlisi dağıldı. Bu dönemde İzzet Öz'ün TRT'deki programında Mazhar'ın, "Zam", "Ondan şikayet bundan şikayet", "Bozup yeniden yapmaktır işim" şarkıları yayınlandı.

Mazhar Fuat ve Özkan, daha sonra bir dönem Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Seyyal Taner gibi ünlü müzisyenlerle birlikte çalıştı. Bu dönemde Mazhar Alanson, Ferhan Şensoy’un "Şahları da vururlar" adlı müzikal oyununda rol aldı. Böylece özlediği tiyatroculuk mesleğine kısa bir dönüş yapan Mazhar Alanson, kısa zaman sonra çok büyük bir albüme imza atmaya hazırlanıyordu. Bu albüm "Şahları da vururlar" müzikalinin bestelerinin yeni sözlerinden oluşacak "Ele güne karşı" albümü oldu.
1984'te büyük zorluklarla "Ele güne karşı" albümünü çıkaran grup, bu albümle bir yıl boyunca zirvede kalmayı başardı. Plak şirketlerinin satmaz diye düşündükleri bu albüm hafızalara güçlü bir şekilde kazınmayı başarmıştı. "Ele güne karşı" albümünden sonra 1985'te "Peki peki anladık", 1986'da "Vak The Rock", 1987'de "No Problem", 1989'da "The Best Of MFÖ", 1990'da "Geldiler", 1992'de "Agannaga Rüşvet" ve Dönmem Yolumdan, 1995'te M.V.A.B, 2003'te MFÖ single ve Collection, 2006'da da AGU albümleri piyasaya çıktı. 

1988'de ilk filmi Arkadaşım Şeytan'da başrol oynadı. Atıf Yılmaz'ın fantastik filminde Alanson'un oynadığı Fatih karakteri müzisyenlikte başarılı olamamış, ünlü olmak için ruhunu şeytana satan biridir. Ali Poyrazoğlu ve Yaprak Özdemiroğlu ile başrolü paylaştığı bu film, başarılı olmuş ve Alanson'un sinema kariyerini açtı. 2006'da yine Cem Yılmaz'la, bu sefer onun babası rolünde Hokkabaz filminde oynadı ve film yine seyirci rekorları kırdı. 2009'da da Erdal Murat Aktaş'ın yönettiği Sulhi Dölek'in yazdığı Kirpi filminde Güven Kıraç ile oynadı.

İlk eşi Hale Alanson'la 1970'de devlet konservatuvarında tanıştıktan sonra 1972'de evlendi.[9] Türküz Türkü Çağırırız albümünde 2 şarkının vokallerinde yer aldı. Çiftin ilk çocuğu Eda Alanson oldu. Eda Alanson, gazetecilik ve metin yazarlığı yapmaktadır. İkinci çocukları ise Hilmi Alanson oldu.

Mazhar Alanson, daha önceden tanıştığı Biricik Suden ile 2002'de çıkan solo albümü zamanında arkadaşlıklarını ilerlettiler. Aynı yıl Mazhar ve Hale Alanson çifti ayrıldı. Bir sene sonra da Mazhar Alanson ve Biricik Suden evlendi.

 

Mazhar Olmak Kitabı Ne Anlatıyor?

Mazhar Alanson,  Mazhar Olmak kitabıyla bu zamana kadar hiç açmadığı dünyasının kapılarını açıyor. Mazhar Alanson, kitabında dillerden düşmeyen şarkılarının hikâyesini anlatıyor.

Özenle hazırladığı kitap, Mazhar Alanson’un müzikal hayatının günlüğü gibi... Âdeta şarkılarının perde arkasını gösteriyor.

Sadece şarkıları da değil, Mazhar Alanson’un tüm hayatından fotoğraf albümleri ve resimlerini görecek; âdeta düşüncelerini okuyacaksınız.

Yazdığı her söz bestelediği her notayla bu topraklarda yaşayan, yaşamış ve yaşayacak milyonlarca insanın kalbine dokunmuş, dokunmaya da devam eden sahici bir müzisyenin dünyasına misafir olmaya hazır mısınız?

Bazı sayfalarda Mazhar Alanson’un aile hatıralarını okuyacak, bazı sayfalarda da MFÖ hayranlarının grubun söz ve beste aşamasındaki şarkılarda nasıl değişiklikler yaptığını Mazhar Alanson’un o doğal ve içten anlatımıyla okuyacaksınız.

“Diday Diday Day” şarkısındaki ‘diday’ın ne anlama geldiğini...

70’li yıllarda bir mavi yolculuk sırasında belki de ‘güllerin içinde’ unutulmayan hangi şarkıyı bestelediğini...

Orhan Pamuk ve Kadir İnanır’la askerlik fotoğrafları ve hatıralarını...

“Peki Peki Anladık” şarkısını kime yazdığını...

Mazhar Alanson’a ‘âh’ çektiren şarkılarını...

Her yağmurlu sabah akla ilk gelen şarkı olan “Bu Sabah Yağmur Var İstanbul’da” şarkısını bir zamanlar hiçbir plak şirketinin anlamadığını...

Dans etmeyen hiçbir şarkıcı, dans edilmeyen hiçbir klibin olmadığı ülke: Hindistan gezisini...

Her gezisinde bazen şarkı besteleyen bazen de “Vay be” dedirten düşüncelerini... Amsterdam gezisini... Amerika gezisini (New York Sokaklarında)... Shanghai gezisini... Ve Paris’i...

Bir ilahiden yola çıkarak rock tarzını nasıl sevdirdiğini...

“Meğer amma da çok yalnız insan varmış” dediği  “Yalnızlık Ömür Boyu” şarkısının duygularını...

Kısacası; “Çok gürültü var duyulmuyor sözlerim” diyen bir sanatçının öyküsünü ve kendi kendine söylediği şarkılarını duyacaksınız.

Mazhar Alanson’un MazharOlmak1 sahne performansının ne kadar iyi olduğunu, beğenildiğini okumuş, dinlemiş olabilirsiniz. Mesela, Cem Yılmaz gösteri sırasında “Bugüne kadar burada seyrettiğim en iyi gösteriydi” diyor.


 Mazhar Alanson, kendi cümleleriyle hayranlarına kitabını şöyle anlatıyor:


“Bu CD’deki şarkılarımı mikrofon karşısına geçip bir kerede gacırtısı tısı, tuşu, detonesi, şaşırması, heyecanı, duygusu, hepsi içinde art arda çaldım söyledim. Neticede sonradan hepsini en düzgün hâliyle çaldıysam da; daha sonra ilk kaydıma geri döndüm. Dinlerken hatıralar, yıllar gözünüzde canlanabilir. Ne de olsa ‘sahibinin sesinden.’ Siz de yavaştan yaşlandığınızı hissedebilirsiniz. Eski, yeni aşklarınızı hatırlayabilir ya da yeniden âşık olmak isteyebilirsiniz. Bir ipucu vereyim. Aşk zordur aklınızda bulunsun... Resimlere gelince, yıllar içinde yaptığım şeyler.


Kitaba umarım sıkılmadan bakar, okur, dinler ve seversiniz. Böyle bir örnek olduğunu görmedim. Umarım siz de seversiniz.”